1 Ocak 2009 Perşembe

HOŞGELDİN 2009 :)

Yılbaşı yemeği... Kardeşim bu İtalyanlar yemek konusunu çok önemsiyorlar, üşenmiyorlar, normalde merdane veya oklava ile yapılması gereken hamur işini dahi alet edevat yokluğundan elle yapmaya kalkışabiliyorlar.. sonuç: 7 kişi pichi (bizdeki pişi değil ama:)) yapmak için kolları sıvadık. Pichi yapma konusunda başarılı bulundum bunu da ekleyeyim.
Masada herkes İtalyan benim dışımda.. Bağırarak konuşuyorlar, kahkahalarla gülüyorlar, taklit yapıyorlar ve iştahla yiyor içiyorlar.. bir de benim için İngilizce konuşuyorlar :) Fakat bir yandan da herkes kendi dünyasında; birisi İtalya'daki erkek arkadaşı yüzünden bunalımda, yemiyor, konuşmuyor, arada ağlıyor; ötekisi zaten Chiara'ya aşık cümle alem biliyor o da zaten inkar etmiyor kalkıp İtalya'dan Chiara'yı görmeye geliyor.. Chiara'nın ise umrunda değil o kendi dünyasında göğsünü gere gere eski arkadaşımız Riccardo'dan hoşlandığını anlatıyor.. Kendimi Ferzan Özpetek filmlerinde gibi hissediyorum. İzlerken hoşuma giden sıcaklığı şimdi bizzat yaşıyorum.. daha iyi anlıyorum İtalyan sofralarının önemini ve yemeğin birleştirici gücününü.. Burda herkes olduğu gibi, doğal, "yalın halinde".. genellikle bir takım insanlarla konuşurken hissettiğmiz, onları televizyondan izliyormuşuz hissi veren durumlar yok.. asıl hoşuma giden bu doğallık.. kalkıp İtalya'ya taşınasım geliyor.. Bu İtalyan fevriliği ve coşkusu bulaşıcı, bana da geçiyor:))

Bu ikili beni koparıyor..

Yemek faslı bitmek bilmiyor ve benim çabalarım sonucunda sonunda kendimizi dışarı atıyoruz.. tabii ki geç kalıyoruz.. burda dakik olan yok valla beni mumla ararsınız;)

Beklenen son: Yeni Yıla Tub'de giriyoruz..!

Leichester Square...

Çekeleniyorum;)...

Geç de olsa Köprü, London Eye, Big Ben..!

Polisler de eğleniyor..

Albümüme koyayım bari, bu ne böyle düğün fotoğrafı gibi:))

Chiara tam bir Amazon kadını, bad sesli, dobra, güçlü kuvvetli, dışa dönük ve doğallığın sınırlarını zorlamakta.. hatta o kadar doğal ki.. köprüde tuvalet bulmamız gerektiğini söylüyor, onun "emergency!" çağrılarını daha fazla dikkate almamız gerektiğini sonradan öğreniyoruz. Public WC'yi bekleyemeyecek Chiara, köprünün ayağında Thames'i karşısına alıp bizi de tepesine bekçi yapıp bi güzel işiyor..
Chiara o gece coştukça coşuyor.. yanaklarımdan öptükçe öpüyor ve İtalyan coşkusu ile beni kaybetmeyeceğini söylüyor.. sevildiğime seviniyorum ama ben de seviyorum..
Aaaaaa unutuyordum bir de.. dün gece aşktan yana şansım metroda açılmıştı.. yemeğe gidişte mertoda bir adam arkamdan koşturdu, utanarak elime bir kağıt tutuşturup metrosuna geri bindi. Kağıtta yazanları deşifre ediyorum: "because your hair resembles the most relaxed fire drained of colour.", tabii bir de e-mail adresi ;)
Dönerken ise yine metroda (metro dün gece geç saatlere kadar çalışıyordu, ayrıca ücretsizdi:)) ayaklarımıza gaipten düşen bir kırmızı tüy yeni yıl hediyem olarak bana armağan edildi. Tüy hala cebimde... saklıyorum.. müzeci zihniyet iş başında:)
HOŞGELDİN 2009! İYİ SEYİRLER ÖMRÜMDE :)

2 yorum:

Unknown dedi ki...

gelince pichi yap bize! ben de bağıra bağıra konuşur,en doğalından kahkahalarımla coşarım!
bi de fotoğraflara bakıyorum bakıyorum hani güzel italyanlar nerede? :( en güzeli bizim kızımız. Türk! ;)

oyaozhan dedi ki...

Özgeeeeemmm:) gülpüş sen sussan da severim ben seni kırkma kendini elin İtalyanlarıyla...

Ayrıca güzelliğim tescillendiyse ne mutlu bana;)