Bi dünya felsefe yaptım aşağıda ve sıkılıverdim birden, aman canım yaşıyorsan yaşa bunları düşüneceğine dedim... peki yaşarken beynimin bir tarafı benden bağımsız bu felsefeyi yürütürken, bir tarafı da nasıl oluyor da an'ı yakalamaya bu kadar hevesli oluyor, olabiliyor..? Bir nevi filtre gibi içimdeki bu bağımsız bölüm... Öz'lik Denetimi ;))
Bilene aşk olsun, ama olsun, AŞK hep olsun...!
Felsefe kırıntılarımı aşağıda bulacaksınız:
Ne isen onu yaratıyorsun gerçekten... aslında tam da olmasını istediğin gibi, "beklediğin gibi" oluyor herşey...
Duyduğun her ses, gözünün değidiği her göz, mekanlar, işin, arkadaşların... hepsi bir zincir değil mi... hepsi bir parça sana dair ve hepsi birer ipucu geleceğe... değişmezsen eğer... tabii o da eğer mümkünse...
Beni bugünkü ben yapan her şeyi çok seviyorum... ve her zaman olduğum gibi, her yerde olabileceğim gibi, mutluyum...
Fakat asıl ben başka bir şeyin peşindeyim... "gerçek hakikatin"... yani yalanın olmadığı o yalın halin... yanlış anlaşılmasın yalanı dışarda değil, bilakis içimde arıyorum... ve her şeyin o öz'ümden gelen doğrulukta olmasını istiyorum...
manyak mısın diye soracaklar olursa, eyvallah diyeceğim...
Bugün Nurettin Bey, özgürlüğü "hiçbir şekilde yalan söylememek" olarak tanımladı... ben daha da genişleteceğim, bunu yaptığında dahi kendini iyi hissetmek diyeceğim... var mı öyle birşey...?
Çekinmeyin söyleyin, var mı delilik...?
PS: Dün Erhan Bey'i gördüm bana çok iyi geldi... (Şenol'u da unutmayalım:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder