21 Temmuz 2009 Salı

Ceso'nun Kutlu Doğum Haftası

Arkadaşlar bakın..! Beykoz semalarında bir gök cismi işte böyle kadraja takılmış... Her ne kadar o zaman farkına varamamış olsak da, bu gördüğüm Ufo'dan başkası olamaz... 03.06.09 tarihinde 3 adet genç kız, Beykoz semalarında tarif edemekleri bir gök cismi gördüler... Uzmanlar, bu gök cisminin dünyada daha önce eşi benzeri görülmemiş olduğunu iddia ederlerken herkesin aklına takılan tek bir soru vardı: Bu dünyada gerçekten yalnız mıyız..? LONELY PLANET...!
Ceso, benim el emeği göz nuru hazırladığım, birbirinden çeşitli ve, absürd ve garip paketlerden birini açarken :))

Ceso'nun doğumgünü aslında 8 Haziran idi; fakat ben o tarihte İstanbul'da olamayacağımdan önceden kutlamak istedim. Nerden bilebilirdim ki bu sene bu doğumgünü faslından, hatta faslından zikredilmesinden bu kadar kolay kurtulabileceğiz ;) ne oldu bilemiyorum ama bu sene Ceso'nun 28. doğumgünü, sanki 18 imişcesine sahibinin dilinden düşmek bilemedi...
Velhasıl kanımız canımız Ceso'muz o yıl 28. ayak basarken, ilk kutlama şerefine eren ben gayet mutluydum; nostalji olsun diye Anadolu Hisarı Erdal İnönü yalısı yancığına (yurt döneminden keşfeyledğimiz) çöreklendik; salaş, öğrenci, sade ve mutluyduk yine...

Fedyoş ve ben acaba ne konuşuyor idik... yerimiz ise pek güzel...

Şimdi hocam sondan 2 fotoğrafa dikkatle bakın ve arasındaki 7 farkı ayırın... Farklardan bir tanesini hamen ben söyleyeyim: 1. fotoğraf flaşla, 2. fotoğraf ise flaşsız çekim... deyip de geçmeyin... hatice-i netice, 1. fotoğraf daha net, parlak ve "beyaz" iken, 2. fotoğraf dağınık, titrek ve "sarı". Şimdi gelelim görüşlere, söyleyin arkadaşlar hangisi..? Hangisi daha güzel..? Fikrimce kanım 2.sine kaynıyor, her ne kadar 1. fotoğraf gerek ifademi, gerekse ortamı daha net göstermiş olsa da... Zira 2. fotoğraf sarı ışıkta çekilmiş, dolayısı ile daha "romantik" bir havası var... Kusurları örtüyor belki ama gizemi var, hikaye edilmeye daha müsait. Vallahi bu tartışma konusu uzar... belki de "romantik" kavramının ta kendisi böyle bir şeydir; apaçık bir gerçeklik yoktur, aralık kapılar, yumuşak geçişler ve sıcak renkler... öyle mi Kam'ran..?

Kendimi düşündüğümde ise, son kalan nostaljiklerden diyebilirim... bizim çağın tüm ergen bunalımlarına ve engin topraklarına yüz sürmüş, en derininde asi ütopyacı... (İstiridyenin içindeki inci tanesi :)) de diyebiliriz...

Cesocuğum, beraber büyüdüğüm, nice nice halleri beraber paylaştığım canım kardeşim... İyi ki doğdun ve iyi ki varsın hayatımda... kıymetlisin "hayta" ;) ve bir ömür kıymetini bileceğim...

Hiç yorum yok: