30 Kasım 2008 Pazar

NASI Bİ GECE..?


İtalya-İspanya kardeşliği olan bana oluyo İngilizce konuşun kardeşim pratik yapalım ;p ben bu geceden bişey anlamadım herkes kendi telinden çaldığı için mi 3 farklı mekan gezdik (camden-soho-picadilly) bilemedim tek aklımda kalan çok soğuktu çok o soğukta yarım saat otobüs aradık eve geldiğimde odam bi ayrı güzel gözüktü gözüme sıcacık renkli açtım klasik müziğimi uyuyana kadar kedi gibiydim mırıl mırıl.. (gecenin en çok sonunu sevmiş gibiyimbazen ben de tuhaf olduğumu düşünüyorum:))

Yerim ben senin şaşkın bakışını ;) Chiara Chiara Chiara Monde


KARŞILAŞMALAR OYUNU...

Julia İtalya'ya geri dönüyor.. benim ilk arkadaışımdı geldiğim gün tanışıp sonra hemen ayrılmıştık.. Toskanalı arkadaşım yolun açık ve aydınlık olsun..

O şimdi ülkesine geri dönüyor ben ise kalıyorum daha buradayım.. karşılaşmalar oyununa devam ediyorum.. ebe seçildim arkamı döndüm sayıyorum.. işin ilginç yanı sobeleyeyim derken saklandığım yerde ben sobeleniyorum.. kurtulamadım hala ebeyim.. önüm arkam sağım solum saklan(a)mayan ebe-SOBE!

27 Kasım 2008 Perşembe

BİR KÜÇÜK OYA SIĞAMIYOR BİR TÜRLÜ KABINA


İnternetim henüz yok şuan kaçak bağlanmaktayım.. Uzun oldu biliyorum çok uzun bir ara.. yaşıyorum kısaca iyi-kötü güzel-çirkin hepsi bir arada.. gerçeklik kapıya dayandı, hayaller ayaklandı.. oysa hepsi de aynı şehrin çocukları.. Özetle; İsyanlar Var Şehrimde..!
Şimdilerde, yeni evimde 1. haftamı doldurmaktayım.. hala iş aramakta ve işsizlik sıkıntısı çeken arkadaşlarımı daha iyi anlamaktayım.. zaman zaman umutlu zaman zaman ağlamaklıyım.. deli bir koşturmaca içinde geçen 1 haftanın sonunda ilk interview'imi bugün yapmış olmakla birlikte sonucundan habersizim.. avukat cv'si ile aradığım işler birbiri ile çelişmekte, kafalarda soru işareti dillerde nağme herkes sebebini öğrenmek istemekte.. size ne kardeşim belki hayatın anlamını buldum Ferreri'mi sattım da geldim buralara olamaz mı yani..?
Roller... Yeri ve Zamanı Geldiğinde Ter Edilmeliler...
Çok özledim... fakat başka bir yerde olmak ister miydim... hayır... pişman mıyım... hayır... hatta mutluyum... hatta umutluyum... (iyi geldi be:))
VİSİBİLİA EX İNVİSİBİLİBUS..!

23 Kasım 2008 Pazar

BİR DOĞUMGÜNÜ DAHA...




Doğumgünleri bitmek bilmiyor... aynı yerde kutluyoruz bunu da... London pub usulü... Özgesi Ölüdenizde gördüklerimiz gibi İngiliz pub'lar işte... yakında karaokeye de gideriz;)

19 Kasım 2008 Çarşamba

MIND THE GAP!

Beynim yıkandı... kendi kendime içimden tekrarlıyorum bazen bu ünlemi... kalıcı hasar :( :)

HAPPY BİRTDAY METTEUİ!







Yeni sınıfım... Artık İntermediate'im:)) yalnız fark ettiniz mi bilmem yanımdaki insanlar sürekli değişmekte sanki kendimi fotoğraflara yapıştırıyor gibiyim.. ben de şaştım her çiçekten bir bal bir onunla bir bununla.. bu kasıtlı eylemim sonradan spontane gelişmeye başladı.. şikayetçi değilim sadece ben köyümü özledim:(


WOMAN İS WOMAN!


Bir yerlere çıkılacak ve belki mekanda özel birileri ile karşılaşılacak... tabii ki süsümüz püsümüz hazırlanırkenki neşemiz ve bitmek bilmeyen dedikodumuz eksik olmayacak... en sevdiğim zamandır hazırlık aşaması, sonra "fall in love" olunca bi zahmet elinde bir şişe şarapla gel... süsün püsün yerini sıcak bir battaniye neşenin yerini bol teselli ve bu denklemin sabit değişmeyeni dedikodu... değişmiyor kardeşim... nationallity fark etmez. WOMAN İS WOMAN!

NOTHİNG HİLL

Nasıl bir cumartesi günüydü... Kader ağlarını örmüştü şimşekler çakacaktı fakat bu havanın verdiği bir salaklık vardı üzerimizde.. Nothing Hill buluşması yalan oldu zaten ne işimiz vardı ki.. bir elimde gazete harıl harıl ilanlara bakarken bir yandan öğleden sonrasının ev gezme planlarını yapıyordum zaten.. Bir şekilde içime dokunan bir şey vardı, gördüğüm evler bende garip bir sefalet duygusu yarattı.. hakim genel öğrenci umutsuzluğu ve yetinme güdüsü, üzerine bir de pislik ve koku midemi bulandırdı..

"Öngörülmeyen hep bir hazırlık dönemini gerektirir" kafama üşüşen düşünceler bir yarıktan içeri sızan yoğun ve pis sıvının yerini tespit etmeye çalışıyordu.. bu yarıktan doğrusu haberim yoktu fakat çatlağı görmüştüm biliyordum önemsemedim umursamadım.. nasıl olsa burda evler hep eskiydi fakat unuttum benim evim yoktu ki, orda ya da burda fark etmez ben her gece kendimde konaklardım.. görüntü değişince meskenimi şaşırdım.. nihayetinde taşındım.. Şu an YAPIM AŞAMASINDAYIM...!

WE WERE İN SOHO!




Geceye kaç kişi ile başlayıp kaç kişi ile bitirdiğimizi ben de hatırlamıyorum. Göremediklerimizi bir sonraki pubda görmek mümkün olup gördüklerimizi ise bir sonraki pubda kaybetmek bir o kadar mümkündür.. Fakat hayret ettiğim bu değil, yakın arkadaş edinmenin de mümkün olduğudur.. kendime yakın arkadaş edinme hazırlığı içerisindeyim.. iyi veya kötü her şeyde olduğu gibi burda da sebebin kişinin kendisinde olduğu kanaatindeyim.. Bu konuda gözlemlerim sürmekte bir cerrah gibi çalışmaktayım, içimi yardım hayretle bakmaktayım.. Tezimi hazır ettiğimde okurlarımla paylaşacağım..
Bunun dışında;
Londra'da hayat elma şekeri gibidir göz alıcı ve çekici yala yala bitmez, ancak ısırdığında hayal kırıklığı yaratır aaa elmaymış bu dersin... hatta benim gibi çocukken kinder çikolatanın gerçekten uçtuğunu zanneden biri isen bu duruma hayli içerleyebilirsin.. ancak bu haleti ruhiye sihirli değneği ile zevk-ü sefa anlayışını da beraberinde getirir bunu da bilirsin.. geriye bir tek seçmek kalır.. bunun için de dersine geri dönebilirsin.. :))


13 Kasım 2008 Perşembe

SINIFTAN GÖRÜNÜMLER




Adım Japon turiste çıktı artık şipşakçılıktan :)

BULUTSUZLUK ÖZLEMİ


Dalıp dalıp gidiyorsun.. bakıyorsun uzaklara.. bulutları suçlama göstermiyor diye ufukları gözlerini arala.. arala ki görebilesin özlemini, bulutsuzluk değil özlemin, bulutun ta kendisi.. kafanda güneşli ülke hayalleri gözlerinde bulutlar, çelişiyorsun kendinle çocuk üstelik bile bile, üstüne bir de hayıflanıyorsun şu haline..

HYDE PARK

Kuğu değil, ördek de değil.. orda bakmıştık ismine short-time memory sorry:(

Üşümüs Oya... hem de çok... çaylar da kesmedi ama güzeldi yine de güzeldi:) baharda ne kadar güzel olurdu kim bilir...?

Sağdan sola Arthur, Daniel, e-Stafanie


10 Kasım 2008 Pazartesi

HAFTASONU


Hala yemedim :)

I Love Starbucks


EV HAYATI


My sweet fat Missey say Ceylan Hello! :))

Castanet'lerime dikkat, odada yok yok...


Penceremden bugün soğuk bir London sabahı görülüyor.. İçimdeki ses ise güneş açsın Hyde Park'a gidelim diyor.. diyebiliyor.. çünkü kendini hava durumuna göre ayarlamaktan vazgeçti, kendini sabit değer olarak tutuyor.. derinlerden gelen başka bir ses ise konuşacağı zamanı bekliyor, gördüğüyle değil ufkuyla ilgileniyor.. özet geçiyor: "Vision and reality are one"..



8 Kasım 2008 Cumartesi

SALSA AT CUBE BAR

The End...
Chiera's birthday...

İtalian guys...
All together get together...
In the way...

SOĞUKTU VE YAĞMUR ÇİSELİYORDU...





Sonbahardı.. sarı sarı yapraklar her yeri sarmıştı.. içinde bir yaprak çatırdadı, yakınlaştı yaprakları kucakladı.. ruhunda garip bir teslimiyet vardı, doğadan sual olmazdı ya kendini onun becerikli ellerine bıraktı, rüzgar saçlarında kıpırdadı...

YAKALADIM SENİ KEL MAHMUT :)


Her gün içinden geçtiğim Russel Square'de bir de bakıyorum ki bir sincap koşuşturuyor, tabii ben de peşinden.. Kaçırır mıyım daha önce hiç sincap görmemişim, çizgi filmler hariç. Yakalıyorum kel Mahmut'u ama o zaten kaçmıyor ki... ilgilendiğini fark ettikçe yanaşıyor, hatta en son minik tırnaklarıyla bacaklarıma tırmanıyor, bu defa ben kaçıyorum.. Tavşan kaç tazı tut, yakaldım seni kel Mahmut:))

GOODMORNİNG TEACHER:)


Anthony come from Switzerland.. Derslerde birlikte gülüyoruz. Daha sonra değineceğim başka konularda olduğu gibi espri anlayışının da ülkeden ülkeye fazla değişmediğini görüyorum. Almanca bilgim ise çok işe yarıyormuş gibi İngilizce konuşurken olmadık yerlerde hortlamaktan geri durmuyor. "Bi dakka senden önce ben vardım" mı demek oluyor bu bilmiyorum doğrusu, bu konuda kompleksi var sanırım :) Şimdilik tek faydasını ise Anthony ile anlaşmakta görüyorum, başarılarının devamını diliyorum..

4 Kasım 2008 Salı

LONDON SOKAKLARINDA..

Yoruldum ve üşüdüm.. Artık eve gitmek istiyorum.. Az sonra balkabağına dönücem hissediyorum. Arthur'a gak guk hoşçakal diyorum. Kaçıyorum..



I'm an alien I'm legal alien I'm in turkish girl in London..


Taksilere bayıldım :) ve gördüğüm 2 tane pembe uzun limuzine.. nası bişeydi o ya...



:)


Noala is a spanish girl.



Johnney Johnney Johnneeeey işte meydanaeeey.... :)