22 Eylül 2009 Salı


Yoktum yine bir süredir; seslerden gözlerden uzak köşelerdeydim..

Dursa da yazılar aktı hayat.. bildik öğretmen taşları önce yerinden oynattı, sonra yerine oturttu..

"hayatının alt üst olmasından mı korkuyorsun..? Peki nerden biliyorsun hayatının altının üstünden iyi olmayacağını..?" demişti Şems,, unutmadım..

Tuhaf olan, bir çok kez olması gerekene mani olan insanın direnci, dirayeti olmasıydı...
ne büyük gaflet, ne körlük...

Öyle ya "her şey olacağına varır."

Çok mu soyut oldu, çok mu anlaşılmaz..?

Velhasıl...

yaklaşık 1 aydır Don Fed'in evinde ikametteyim...
bana evini ve kalbini açan canım arkadaşım.. zaten hep severdim Gediz'e gitmeyi ;))

Aklımdan uzun bir süre çıkmayan şarkı:

"ne gemiler yaktım
ne gemiler yaktım
o kadar yandı ki canım sonunda karşıdan baktım
ne göreyim kendime yıldızlardan daha uzaktım...

bu kızı yeniden büyütmeliyim,
kor ateşlerde yürütmeliyim,
değirmenlerde öğütmeliyim...
farkındayım... farkndayım..."

Şimdilerde ise... suyun yolunu kesmiyorum, bırakıyorum ki aksın... aksın bulanmadan, karışmadan, berraklığı unutmadan...

yukarıda anlattığım sadece bir penceresi ise de dünya evimin, bu desturu hayatımın her alanına yaymaktayım...

Bulutlarım, güneşim, tahtada dersim, cebimde leblebi şekerim....
mor kelebeklerim...
Koş OYA Koş..!

Hiç yorum yok: