23 Aralık 2008 Salı

BULUŞMA TRAFİĞİ

İlk işyerimden arkadaşım Özgün.. Kendisi 1 seneyi aşkın bir süredir burda (daha doğrusu Southampton'daydı).. şimdi London'da.. biraz karışık durumları ve kafası.. birbirimizi gaza getirdik ve iyi geldik birbirimize.. fakat İstanbul'da görüşmüyorsun gelip niye burda görüşüyorsun di mi..? (Cevapsız Sorulardan:))



Burda çalıştığım ajanstan arkadaşım Bowen.. 2 senedir burda, Taiwan'dan geldi.. Taiwan'da yaşadığı kültür ve aile ilişkileri gerçekten çok ilginç.. ailede baba kült, tabu, herkes korkuyor ondan, her sabah birbirlerine özellikle babaya eğilerek günaydın diyorlar.. Bowen bu yaşına kadar babasının gözlerinin içine bakarak konuşmamış.. şaşırıyorum ve şaşkınlıkla gözlerinin içine bakıyorum :) fakat artık büyüdüğünü ve şartların değiştiğini söylüyor.. babasının ona artık vurmadığını da.. çok nazik ve kibar, düşünceli ve mesafeli.. İnsanların yaşadığı şartların ve özellikle ailenin insanın davranış ve hissetme biçimine doğrudan etkisini görüyorum sohbet ederken.. (özellikle hissetme biçiminin altını çiziyorum) "Per sonare" yani karakter dediğimiz "handmade" birşey aslında, hatta "familymade".. Zaten karakter kelimesinin sözlük karşılığı da: bir insanı diğerlerinden ayırmaya yarayan, insanda süreklilik gösteren düşünme hissetme ve davranış bütünlüğü.. nereye varıyor.. bir çok yere.. alışkanlıklar.. bir insanın hayatı olabiliyor.. mizaç mı kalıyor geriye.. aslolan o mu..?

Hiç yorum yok: