26 Aralık 2008 Cuma

CHRİSTMAS LUNCH..!

Bu kızları Otantik Cafe'nin camına koysan kimse anlamaz İtalyan olduklarını :) Bakma sen onlar kendilerini Dolce&Gabanne sanıyorlar adlarını uluorta öyle zikrediyorlar ;)

Şimdi de İtalyan erkekleri iş başında.. Yarabbi çok güzel yemek yapıyorlar.. Önceki yazılarımda uzak doğulu kadınların evlenmek için neden makbul olduklarını yazmıştım hatırlarsanız.. Şimdi de İtalyan erkeklerinin neden çekici bulunduklarını yazıyorum: "bildiniz:) güzel yemek yapıyorlar.. (PS: Bu topic dikkate alınmalı, sınıfta dahi tartışma konusu olmuştu)

Benim arkamda duran iki kız sevgili.. Bir tanesi aşağıdaki Brezilyalı hatun (Tai'nin) kız kardeşi.. Christmas için sevgilisi ile geldi.. Hayatların birbirine karıştığı, yargıdan uzak ve saygılı, açısı geniş ortamları seviyorum.. başkalarının hayatları ile ilgilenmemeyi de.. Dejenerasyon kavramına gelince; her türlü ikili beraberliğin burnuma sokulmasından ve abartılmasından hoşlanmıyorum, saygı da duymuyorum, "normal" ilişki biçimleri dahil.. bunun dışında "seçilmiş" ilişki biçimlerine diyecek birşeyim yok.. ne diyebilirim ki.. bütünlüğe giden yolda seçilen araçlar farklı olabilir, herkes aynı yolun yolcusu..

Kırmızı, beyaz, rose.. ne ararsan var.. bu arada hadi kırmızı-beyaz tamam da rose şarabı hiç anlamazdım çok da manasız bulurdum (insan ilişkilerinde hoşgörülü olabilirim fakat şarap konusunda çok katıyımdır:)) fekat; gel gör ki fena bişey değilmiş.. Arkadaşlar bu günkü dersimiz neymiş: Ön yargılı olmayalım lütfen..!

Monaco Prensesi...

Christmas günü otobüs, metro vesair hiçbir toplu taşım aracı çalışmıyordu.. marketler de açık değildi; Türk marketler hariç :) yurdum esnafına christmas değil ramazan olsa da fark etmezdi :) Ben ise Finsbury Park'tan Camden Town'a yürümek için yola koyuldum.. Dünden biliyordum yolu, otobüsler öğrenmiştim çok da kolaydı camden road'ı al, hiçbir yere sapmadan doğruca yürü babam yürü :p
Yürüyüşüm sırasında bir zencinin "good morning princess merry christmas" diyerek gülümsemesi ile günümün güzel geçeceğini anlamıştım.. Yolculuk çabuk ve rahat geçti, hatta biraz daha yürümek isterdim, zira yol boyunca kurduğum hayaller boyumu aştı:).. Eve yakın bir yerden Domiano beni aldı ve eve vardığımda "bacılarımla" karşılaştım biliyorsunuz;)
Yemekler, bilhassa tatlılar, şaraplar, müzik ve sohbet çok tatlıydı.. Fakat ben ömrümde bu kadar çok şiştiğimi hatırlamıyorum.. Christmas'ın özelliği imiş yeni yıl gecesi misali, yemekle ilk defa tanışan ilk insan halet-i ruhiyesinde durmak bilmeyen bir seremoni.. üstüne bir de yenilen her şey lezzetli.. zorladık biz de bünyeyi.. fakat dün dündü bugün bugün, hatta şimdi.. dün zevk-ü sefa alemi, bugün diyet.. hayat da böyle değil mi zira..
Bu arada beni kendilerinden sayıp yarı İtalyan yaptılar.. Daha önce de benzeri başıma gelmişti.. İzmirli "faşist" arkadaşlarım beni fahri İzmirli yapmışlardı, kendilerince bu nişan ile beni onurlandırmışlardı ;) fakat gerek yok kardeşim istemiyorum hatta, zira...
Soru: "Hemşerim memleket nere..?"
cezap: "Bu dünya benim memleket.."

Hiç yorum yok: